Aşırı Düşün(me)
Share
AŞIRI DÜŞÜN(ME)
Önünde olup biteni kaçırıyorsun.
Bir günde kaç saat düşünürsün?
Muhtemelen “Bunun üzerine hiç düşünmedim” diyorsun. Öyleyse şunu söylememe izin ver: Her zaman bir şeyler hakkında düşünürsün ancak düşünmeye ne kadar vakit harcadığını hiç düşünmezsin. Bu kulağa bağımlılık gibi geliyor. Biliyorum, çünkü ben de bir düşünme bağımlısıyım.
Aşırı düşünme oldukça yaygın bir problemdir ve kontrol elden kaçarsa uyku bozukluğu, analiz felci gibi hastalıklara yol açabilir ve hatta zihin sağlığını bile tehdit edebilir. Bununla birlikte tedavisi şöyle dursun, teşhisi bile oldukça zordur.
Aşırı yediğim zaman, bunu fark edip ‘daha az yemem lazım’ diyebilirim. Çok çalıştığım zaman ‘patlamak üzereyim, durmam lazım, biraz suya ihtiyacım var’ diyebilirim. Aşırı içtiğim zaman ‘artık durmam lazım’ diyebilirim. Fakat fazla düşündüğüm zaman ‘aşırı düşünüyorum’ demek yeterli olmaz. Beyne dur diyebilmek için daha farklı bir çözüm gerekir.
Aslında problem, dünyadaki pek çok insanın aşırı düşünmeyi bir problem olarak görmemesidir. Birisi aşırı düşünmeyi eleştirdiği zaman, negatif düşüncelere saplanıp kalmayı kastettiğini düşünüyoruz. Sonra da pozitif düşüncelerin iyi olduğunu varsayıyoruz. Ancak bütün pozitif düşüncelerin iyi olduğunu düşünmek yanlıştır.
Yardım tavsiyelerinin çoğu negatif düşünceleri ortadan kaldırıp, pozitifleri ikiye katlamayı önerir. Bu, kabaca kulağa iyi bir tavsiye gibi geliyor. Fakat gerçek şu ki; pozitif ya da negatif, beyin aşırı kullanıldığında tıpkı bir kanalizasyon gibi tıkanır. Ve düşünme bulanıklaşır. Bu da yanlış kararlar verilmesine yol açar.
Sen düşüncelerin değilsin
Burada söylemek istediği hayatımızın düşüncelerimize göre şekillendiği. Buna inanıyorum, evet. Ancak, bir çoğumuz kendimizi düşüncelerimiz olarak varsayıyoruz ve diyoruz ki: “Bunları düşünmeden edemiyorum. Ben böyleyim işte.” Hayır, sen öyle değilsin. Hangi düşünceleri görmezden geleceğini seçebilirsin. Eckhard Tolle, Şimdi’nin Gücü kitabında bunu çok güzel ifade ediyor: “Özgürlüğün başlangıcı sizin o hükmeden varlık -yani, düşünen- olmadığınızı idrak etmektir.” Kendinizi düşüncelerinizle tanımlamayı bırakmanın tek yolu, düşüncelerin sizi alıp götürmesine izin vermemektir. Bunun yerine şu anda yaşayın, düşünmeye fırsatın olmayıp sadece yaşama fırsatının olduğu zamanda.
Şimdiki zamanda nasıl kalabilirsin?
Düşünmek bir araçtır. Bu aracı uyanık olduğun 16-17 saatte kullanmak yerine yalnızca ihtiyacın olduğu zaman kullanabilirsin.
Peki bu nasıl yapılabilir? Aşırı düşünmeyi durdurmak için kendimde kullandığım 4 aşamalı yöntem şu şekilde:
- Farkındalığı gün boyunca arttır: Aşırı düşünmenin seni hedeflerine yaklaştırdığını değil uzaklaştırdığını fark et.
- Düşüncelerini gözlemeye başla: Ne zaman bir düşünceye dalsan, bunu sürdürmeyi bırak.
- Düşünmeyi belirli vakitlerle sınırla: Günlük planlamanı yaparken otur ve gerçekten düşün. Kendine bir süre belirle -mesela 15 dakika- ve bu süre boyunca da düşüncelerini dikkatlice takip et. Yapmak istediğimiz durmadan düşünmenin önüne geçmek.
- Yaşamın tadını çıkar: Düne ve yarına ait düşüncelerini bırak bir kenara. Gelecekte neler başaracağını veya geçmişte kaybettiklerinin acısını boş verip şu an yaşıyor olduğunu hatırla.
Burada oturup sana ‘bulaşıkları yıkamanın tadını çıkar’ demeyeceğim. Ben o tarz insanlardan değilim. Eğer sevmediğim bir işi yapıyorsam, hayıflanmadan sadece o işi yapmayı öğrendim.
Ama ne zaman sevdiğim bir işi yapıyor olsam, büyük ya da küçük olmasını umursamadan, onun tadını çıkarırım. Müzik dinlerken, film izlerken, ailemle, dostlarla ya da kız arkadaşımla zaman geçirirken, işte ben o zaman anın içindeyim.
Hedeflerim, yanlışlarım ya da yarın yapacaklarımı düşünmüyorum. Buradayım, sadece şu anda. Tıpkı şu an senin bu cümleleri okuyor olduğun gibi. Bittiğinde ise sonsuza dek bitmiş demektir. Bunu içten bir şekilde hissedersen bir daha asla şimdiden ayrılmaya cesaret etmeyeceksin.
Benimle misin? Bunun hakkında çok düşünmemeye çalış.
Yazar: Darius Foroux
Çevirmen: Eyyüb Selim Ünlü