Avrupanın En Güzel 5 Saat Kulesi

Avrupanın En Güzel 5 Saat Kulesi

Avrupa’nın birçok şehrinde simge haline gelen saatler, şehri ziyaret eden turistler tarafından en az müzeler, kiliseler, saraylar ve diğer mimari yapılar kadar ilgi odağı olmaktadır.

Dünyanın en güzel saatleri arasında; Londra’da Big Ben, Venedik’deki Astronomik Saati, Berlin’de We Weltzeituhr (Dünya saati),  Moskova, Spasskaya Kulesi saatlerini örnek olarak gösterebilirim.

Zamanı hatırlatan bu muhteşem yapılardan, gerek mimari gerekse çalışma mekanizması açısından görülmeye değer çok beğendiğim beş saat kulesini bu yazımda sizinle paylaşmak istiyorum. 

 

Prag Astronomik Saat

Çekya’nın başkenti Prag’da, 1410 yılında inşaa edilen Astronomik Saat Kulesi, çalışır durumda olan en eski üçüncü saat kulesi olma özelliğini taşıyor.

Tüm görkemiyle eski şehir merkezinde Tinn Kilisesinin karşısındaki meydanda her saat başı tüm görkemiyle ziyaretçilerini ağırlamaya, yaklaşık 600 yıldır zamanı hatırlatmaya devam ediyor.

Çek Kralının emriyle Master Hanus’a yaptırılan Astronomik Saat, çevre ülke Kralları tarafından da çok beğenilince Hanus’a kendi şehirlerinde de saat kulesi yapması teklif edilmiş. Teklifi duyan Çek Kralı, diğer şehirlerde benzer özellikte saat inşaa etmemesi için Hanus’un gözlerine mil çektirerek kör olmasına sebep olmuş. Krala öfkesi nedeniyle saatin mekanizmasını bozan Hanus, bir süre sonra saat kulesine kendini asarak intihar etmiş. Saatin mekanizmanın karmaşık olması nedeniyle yaklaşık 50 yıl çalışmayan saat, başka bir saat ustası tarafından tamir edilerek çalışır duruma getirilmiş.

Astronomik Saatin üzerinde yer alan iki pencere, saat başı iskeletin çanı çalmasıyla birlikte açılıyor ve İsa’nın 12 havarisi pencerelerden geçit yapıyor. Horozun ötmesiyle birlikte çan sesleri de sona eriyor.

Saat kulesinin kadranının sağında ve solunda ikişerli toplam 4 tane heykel yer almakta. En çok dikkat çeken ise iskelet figürü. Saat çalmaya başlayınca ölümü temsil eden iskelet elindeki çanı çalıp diğer eliyle kum saatini çevirerek, ölümün her an gelebileceğini, herkesin bir gün öleceğini bizlere hatırlatmakta. Hemen yanında mandolin çalan Türk figürü zevk ve sefayı simgelemekte. Saatin sol tarafında ise bir elinde para kesesi diğerinde baston tutan Yahudi figürü açgözlülüğü, kibri ve kendini beğenmişliği ayna tutan bir figür simgelemiş. Kadranda ayrıca 12 burç da simgelenenler arasında yer almış.

Saatin kadranının alt kısmında ise 4 heykel daha yer almakta. Adaleti temsil eden Başmelek Mikail elinde kılıçla, filozof elinde tüy tutarak, astronomiyi elinde teleskop tutan bir figür, bilimi ve eğitimi ise kitap tutan bir figür temsil etmiş.

 

 

Yaklaşık iki dakika süren seremoni kulenin tepesinde yerel giysilerle borazan çalan gençle birlikte sona eriyor.

Dünyanın dört bir yanından tarihi saati görmeye gelen kalabalığın heyecanını kuleden izlemek de ayrı bir keyif veriyor.

Akşam 21.00’e kadar devam eden seremoni her saat başı yapılmakta, vaktiniz varsa saat kulesine çıkarak muhteşem Prag manzarasını seyrederek seremoninin devamına tanıklık edebilirsiniz.

 

Viyana Anker Saati (Ankeruhr)

Avusturya’nın başkenti Viyana’nın kalbinde yer alan en güzel meydanı Stephansplatz’da bulunan  Stephansdom'dan, (Viyana Katedrali’nden) yaklaşık  300 metre uzaklıkta bulunan Anker Saati, Katedrali gezdikten sonra mutlaka görülmesi gereken yerler listenizde yer almalıdır. Katedralden çıkıp sağınızda yer alan Rotenturmstrabe’ı (Rotenturms sokağı) devam edip Hoher Markt sokağına dönüp kısa sürede saatin bulunduğu alana ulaşabilirsiniz. İki binayı birbirine bağlayan köprü görünümünde yapılan saat 1911-1914 yılları arasında Anker Sigorta Şirketi tarafından art nouveau tarzında inşa edilmiştir. Gustav Klimnt’in arkadaşı ressam ve heykaltıraş Prof. Franz Von Matsch tarafından, yüksekliği 10 metre, genişliği 7 metre, çapı 4 metre olarak yapılan saatin mekanizmasını ise dönemin saat ustası Franz Morawetz tarafından yapılmış.

 

Avusturyalı besteci Joseph Haydn, Roma İmparatoru Marcus Aurelius, Avusturya’yı Kutsal Roma İmparatorluğu’na dahil eden Charlemagne, Avusturya Dükü Leopold VI, Habsburg hükümdarı Rudolf von Habsburg ve eşi, İmparator Maximilian, Maria Theresa ve eşi, dönemin belediye başkanı ve sanatçılarının da yer aldığı, 12 figür her gün saat 12.00’de geçit töreni yaparak izleyicilerini selamlamakta. Anker Saati’nin en önemli özelliklerinden biri de 1978 yılında Viyana kilisesinde yer alan orgla yapılan ses kaydında her bir ünlü için farklı bir müziğin seslendirilmiş olmasıdır.

Saatte yer alan elinde kelebekle simgelenen bebek hayatı, kum saati ile tasvir edilen iskelet ise ölümü simgeliyor. Figürler ortada yer alan güneşle bütünleşerek hayatın döngüsünü anlatıyor.

 

Münih Glockenspiel Saat Kulesi 

Almanya’nın üçüncü büyük eyaleti Bavyera’nın en büyük kentlerinden olan Münih, kültürel zenginliği, köklü tarihi nedeniyle her yıl turistlerin akınına uğruyor. Kentin ilgi odağı ise ünlü meydanı MarienPlatz. 1158 yılında Münih kenti kurulurken bu meydan suçluların cezalandırıldığı hatta idamların yapıldığı yer olarak tarihe geçmiş. Meydanda 1658 yılında yapılmış Bakire Meryem Heykeli, Eski Belediye Binası Altes Rathaus, Yeni Belediye Binası Neues Rathaus, saat kulesi Glockenspieli ve S.Peter Kilisesi’nin yer aldığı caddeyi gezerken tarih içinde bir yolculuk yapıyor, şık kafelerin ve restaurantların da caddeyi süslediğini görüyorsunuz.

MarienPlatz‘ta bulunan ve Yeni Belediye Binasına 1908 yılında eklenen gotik saat kulesi Glockenspiel, aradan geçen 100 yılı aşkın zamana rağmen turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.

Saat kulesi iki aşamadan oluşuyor. Birincisi Münih’de açılan ilk bira evinin sahibi olan Dük V.Wilhelm (3 katlı restaurant ve bira evi Hofbrauhaus’u kurmuş) ve Lorraineli Renata ile evliliğinin hikayesini betimliyor. İki hafta süren düğüne gelin 3500 altı ile Dachau kasabasından alınarak getirilmiş, Avusturya Arşidük’ü ise 1500’den fazla atlı ile trenle gelmiş.

Gerçek boyutta yapılan heykeller çiftin onuruna Bavyera’nın bayrağında yer alan beyaz ve mavi, Lothringen’i ise kırmızı ve beyaz renklerle temsil eden ve at sırtında mızrak dövüşü yapan şövalyeler canlandırılıyor.

 

 

 

 

 

İkinci ve alt kısımda ise o dönemdeki veba salgınında ölen ve salgından etkilenen yerel halka müzik ve dansla moral vermek amacıyla fıçıcıların dansı olarak bilenen Schafflerstanz’ın hikayesi sergileniyor. Dans ayrıca zor zamanlarda azimli, güçlü olmayı ve otoriteye sadakati de sembolize ediyor. Glockenspiel'in tepesindeki minik altın horoz üç kez öterek gösteriyi sonlandırıyor. 

Saat kulesinde 43 çan ile 43 figür her gün saat 11.00-12.00’de, Mart ve Ekim aylarında ise ayrıca saat 17.00’de aynı anda hareket ederek yaklaşık 15 dakika boyunca caddede toplanan turistlere tarihi olayı sahneliyor. Her ay belirlenen programa göre saatin 43 çanında bulunan farklı melodiler çalınıyor.

Bavyera Dükü IV. Wilhelm, vebanın unutulmaması hafızalarda kalması için dansın 7 yılda bir sahnelenmesi emretmiş. Münih’liler geleneği devam ettirmişler ve en son 2019 yılında ünlü meydanda dans gösterisini gerçekleştirmişler.

 

Bern Saat Kulesi (Zytglogge Saat Kulesi)

 İsviçre’nin 1848 yılında başkenti olan Bern, yaşam kalitesi en yüksek şehirlerden biri olarak kabul edilmiştir. 1191 yılında kurulan şehir, 1405 yılında tamamen yanmış ve yeniden inşaa edilmiştir. Şehri kuran Zahringer Dükü V. Berthold’un şehirde ilk gördüğü bir rivayete göre de ilk öldürdüğü hayvanın ayı olması nedeniyle şehre Almanca Bero adlı vermiş, şehirle özdeşleşen hayvan için de şehrin merkezinde bir Bear Park (Ayı Parkı), 1191 yılında şehir kurulurken ilk olarak batı kapısı olarak Zytglogge Kulesi inşaa edilmiş. Kulenin yapımı 61 yıl sürmüş 1256 yılında biten kule, nöbetçi kulesi, hapishane, anıt ve saat kulesi ayrıca hava saldırısı sığınağı olarak da kullanılmış. 1530 yılında kuleye figürlerle süslenmiş astronomik saat eklenmiş ve dünyaca ünlü İsviçre saatlerinin zerafetiyle 800 yıldır zamanı göstermeye devam ediyor.

Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde olan Bern “Zaman Çanı” anlamına geliyor ve her saat başı üzerinde bulunan soytarı figürü başının üzerindeki iki adet çanı çalmasıyla birlikte ayı figürleri de hareket edip dönüyor ve horozun ötüşüyle dönen figürlere eşlik ediyor. Astronomik saat kulesinin kule kısmına çıkıp eşsiz Bern manzarasını panoramik olarak izleyebilirsiniz.

 

 

 

Strazbourg Astronomik Saat

Fransa’nın Strasbourg şehrinde Notre Dome Katedrali 142 metrelik kulesiyle gotik sanatın zarafetinin en güzel örneğini sergilemektedir. Victor Hugo’nun “anıtsal büyüklük ve inceliğin ustaca kombinasyonu” olarak tanımladığı muhteşem Katedral’in 1015 yılında yapımına başlanmış, şehrin bataklık üzerine kurulmuş olması sebebiyle ortaya çıkan sorunlar ve yaşanan salgın hastalıklar nedeniyle çalışacak usta bulunamaması nedeniyle 424 yıl sürmüş ve 1439 yılında tamamlanabilmiş.

Vosges dağlarından çıkartılan pembe kumtaşından yapılan Katedral, güneş ışığının farklı açılardan Katedrale yansımasıyla farklı renklere bürünerek izleyenlerini büyülüyor. Katedralde bulunan Gül Pencere hem dış cephede hem de içerideki cam süslemeleriyle ayrı bir görsellik sunuyor. Güneşin, ayın ve dünyanın yuvarlaklığını simgeleyen pencereden Tanrı’nın insanları cennetten izlediğine inanıyorlar. Duvarlarında İncil’den hikayeler ve heykellerle süslenen Katedralin,  20 metre yükseklikte  3 klavye 220 boruya 3 oktava sahip olan Orgun, altın telkari kasası da görülmeye değer bir eser.

Bir diğer harika eser de dönemin ünlü sanatçıları, heykeltraşları, matematikçi ve saat ustalarının işbirliğiyle yapılan Astronomik Saat. Saat gezegenleri, takım yıldızlarının yörüngelerini, güneş ve ayın konumlarını, tutulmaları da takvimin mekanizmasında bulunduruyor. Saatin ön kısmında bulunan melekler sütunu kıyameti, alt kısımda ise ölüleri diriltmek için boruları üflemekle görevli dört melek temsil edilmiş. Günde üç kez iskeletin zile vurmasıyla İsa ve havarilerinin geçit töreni başlıyor. Saatin alt kısmında tekerlekli kısımda hangi gün ise o günü simgeleyen figürler yer değiştiriyor. Saat ise iki küçük melek tarafından gösteriliyor. Yaz aylarında ses ve ışık gösterileriyle, kışın ise rengarenk Noel pazarlarıyla Fransa’nın en çok turist ağırlayan ikinci dini yapısı özelliğini de taşıyor.

 

 

Aytül Sanalp

 

 Aytül Sanalp Kimdir?

Erzurum doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladım. Anadolu Üniversitesi İktisat ve Kültürel Miras ve Turizm Bölümü, Gazi Üniversitesi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği yüksek lisans mezunuyum. Uzun yıllar üst düzey bürokratlara danışmanlık ve asistanlık yaptım. Fırsat buldukça yurt içi ve yurt dışı seyahat etmeye çalışıyorum. Online dergilerde yazı yazıyorum. Tenis hakemliği yapıyorum. Sanat tarihi, arkeoloji ilgi alanlarım. Müzik dinlemek, resim yapmak, kitap okumak, opera, bale, tiyatro izlemekten keyif alıyorum.

Bloga dön